geçici sevinçler, kapanması talep bile edilmeyen yaralar.
ruhunun iyileşmesini - belki de iyileşememesini - seyrediyor.
kutsal sevgilisinin açtığı yollara yüzünün ancak bir yarısını çevirebilmiş
ama hala - nedense - orada olduğundan pek emin.
çabalarının yarı yolda.... of yazarken çok sıkıldım.
kendi kendime tekrar ederek gerçek olduğuna inandırdığım hikayeler uyduruyorum. bir adım sonra onlardan derin bir utanç duyuyorum. sonra bunda utanacak ne var deyip yeni baştan başka bir hikaye yazıyorum sonra bunun da inanılmaz saçma olduğuna karar verip kendimle dalga geçmeye başlıyorum. çirkin bir döngü, allah kimsenin başına vermesin.
araf güzel kelime, aklını kaybetmek ve var etmek arasında ince bir çizgide cambaz gibi yürüyorsun etraftakiler de izliyor. beğenenler oluyor, peşine takılanlar oluyor, bu ne diye küfür savuranlar ve dalga geçenler de oluyor. işi yapan sensin onlara ne oluyor bir türlü anlamıyorsun sonra 'onlardan bana ne'yi basıyorsun geçiyor.
geçen gün çantamda bulduğum şiire müteakip bir şiir - ya da öyle bir şey - yazmıştım. bugün okuyunca o kadar yersiz dramatik geldi ki çöpe attım. çöp derken, telefonun çöp kutusu. Sahi kağıt kalem ne yapıyorlar?