27.02.2018



bir türkü ardımızda mırıldanan susmuyor bazen sesi kısılıyor. sonra tutuyorsun kolumdan selamlaşırken diyorum ki kesin şimdi kaçıracak, kaçıracak bilmediğim bir ufak çaycıya hem de benim şehrimde beni bilmediğim bir yerlere götürecek. bak o çaycıda boğazımızı yakan o çayı içerken dört senelik bir şarkı çalacak ya arkadan bırak çalsın. en sevdiğim oyun izlemek. nasıl bir keyfe kapıldığımı hangi sözcüklere dökebilirim? bu ilham, bu yara, bu gülüşmeler. sanıyorsun ki aşk bu, ama ben biliyorum ki değil hissettiğim omzunda sevdiklerimin ölümlerine ağlarken.

iki ayağımın üstünde kendime dönüşürken ancak "ne olacaksa olacak küçük kız, su akar yatağını bulur." diye sakinleştirebiliyorum kendimi, iki bin ondan kalmış bir sesle. keşfetmeye çıktığım bu yolda bir açıklayamadığım kendime; şu hissettiğim, seyrinden aldığım tat. anlattığım her seferde yaşadığım çoşkunluğa duyduğum utanç.

boynumda taşımaktan kararttığım kolyeyi, saklıyorum ayna köşesinde.

monsıeur1