Belki yanlış adamı sevdin ve şuanda
kendinle ne yapacağını bilmiyorsun.
Önce onun beyaz polo yaka t-shirtüyle
huzur içinde uyuduğun geceleri hatırla, bi elin beline değiyor
ucundan da olsa çünkü uyku halinde bile o mutluluk veren teması
bırakamadığın gecelerdi hepsi onunla. Sabahları çayına attığın
üç şekeri hatırla, gece yarısı söylediğiniz macdonaldsları
da o big mac yer sadece. Bunların hepsini nasıl bildiğine şaşır.
Onunla ilgili her detayın senin için ne kadar değerli olduğuna
şaşır. Gülümsediğinde gözlerinin aldığı bebeksi şekle ne
kadar aşık olduğunu anımsa.
Girdiğiniz aptal saçma sapan
iddaaları hatırla. O sarımsaklı mayonezden nefret ederken tüm
dudaklarını sarımsaklı mayonezle kaplayıp zorla öptürüşünü
hatırla dudaklarından.
Her detayı hatırla, karşındaymış
ellerini sımsıkı tutuyormuşçasına hatırla.
Ciddi şeyleri de hatırla, sana
ailesiyle ilgili anlattığı hüzünlü hikayeleri hatırla,
babasının ne kadar ciddi bi insan olduğunu, onun babasına ne
kadar özlem ve ihtiyaç duyduğunu hatırla. Annesinin gençken ne
kadar güzel olduğunu anlatışını hatırla. Hatta annesinin bile
çayı kaç şekerli içtiğini hatırla.
Öksürürken boğazının çıkardığı
sesi, saçlarını tararken ne kadar saçının döküldüğünü, en çok
kullandığı ve hatta en az kullandığı ilaçları hatırla.
Köpeğinin kuyruğundaki minik yarayı
hatırla.
Sarıl ona. Her anınıza kucak aç,
hepsine sarıl. Içinde hisset.
Minnet duy. Teşekkür et çünkü
tanrı sana kocaman bi sevgi verdi.
Ve bu sevgi sona erdi.
O seni yarı yolda bıraktı, belki
mecazen bile değil belki hakikaten şuanda yürüdüğün yolun tam
ortasında. Artık eve sağ salim varıp varmayacağın kaygısını
taşımıyor. Sokakta yürürken karanlıktan korkmanı artık
umursamıyor. Artık üç şekerli çayını seninle içmek istemiyor
çünkü.
Sana bir sır vereyim mi, yanlış
adamlar çay içmez.
Öfken seni aşıp geçmiş olabilir,
kafan karmakarışık iç dünyan depremler içindedir ve en kötüsü
anlayamamandır;
anlayamaman ki bir zamanlar evden iki
sokak arkadaki eczaneye gidecekken bile üşümeyesin diye arabayı
otoparktan çıkarıp senden habersiz seni götürmeyi bekleyen adam
nasıl bugün seni şehrin diğer ucunda öylece bırakıp gider,
geceleyin sen karanlıktan korkma diye
ışıktan korkunç derecede rahatsız olan bi adam senin için ışığı
asla söndürmezdi ve şimdi sen karanlık sokakta tek başınasın,
bildiğin yolları sen yine de belki
kaybolursun diye tekrar tekrar her gün seninle baştan yürürken
hiç bilmediğin bi yolda nasıl sen şimdi yapayalnız,
her gün başka bi şeyden korkup ona
sarılırken tüm korkularınla baş başa,
ama en kötüsü sen her gün günah
olduğunu bilip ondan kaçarken seni yolundan döndürüp kendi
yoluna sürgün edip ardına bakmadan terk edişi.
Artık istemeyişi.
Yanlış adam en güzel istememeyi
başarır.
Yanlış bunun her yerinde.
Ve sen tüm sevdiklerinin kalbindesin,
o hariç ve bi gün o da senin sevdiğin değerli insanlardan olmayacağı için bunun
hiçbir önemi yok.
En güzel sırrı en sona sakladım,
sadece bazı çok özel ve güçlü kadınlar yanlış adamları
sevebilir..
Bu tanrıdan hem hediyedir hem ceza.
Ama ne bi şeyin başlangıcıdır ne
de sonu.